Daha fazla ürün için tıklayın.
Hiçbir ürün bulunamadı.
×

Kar Yağar Gül Üstüne - Osman ÇEVİKSOY

20,50 TL Vergisiz
Stok Kodu :
110-0016
Eser Sahibi :

Bilgi kartı

Durum
İkinci el Kitap
Dil
Türkçe
Boyutlar
13.5 cm / 21 cm
Sayfa Sayısı
110
Cilt Durumu
Karton Kapak
Baskı Sayısı
4. Baskı
Baskı Yılı
-
Baskı Yeri
-
Kondisyon
Çok iyi durumda
Resim Detay
Resimler Ürünün Kendi Resimleridir.
İkinci el kitaplar hakkında bilgilendirme
  • imzakitap.com' da İkinci el ve Sıfır Kitaplar satılamaktadır. İkinci el kitaplarda Resim üzerinde  İkinci el kitap  logolu kitap etiketi ile Sıfır Kitaplar ise  Sıfır Kitap  logolu etiket ile belirtilmektedir. Ayrıca ürün özelliklerinde  Durumu kısmında da ürün ile ilgili Kullanılmış ikinci el ürün, Sıfır Hiç kullanılmamış ürün olarak belirtilmiştir. Satıştaki ürünlerin birebir kendi fotoğrafları kullanılmaktadır temsili resim çok nadir kullanılmakta olup bu detay ürün özelliklerinde bölümünde Ürün resimleri temsilidir detay resimlere bakınız  uyarısı ile belirtilir. Bu durumlarda ürüne ait resimler detay resimlerine yani ikinci üçüncü resimlere eklenir sadece vitrin resmi temsili olarak kullanılmaktadır. 
    • imzakitap.com' da satın alacağınız ikinci el kitaplar ve efemera ürünleri 3 Aşamalı kontrollerimizden geçirilerek satışa çıkartılmaktadır. Fotoğraflama aşamasında kontrol, Ürün bilgileriniz kaydetme aşamasında kontrol ve Satış Sonrası kargolama aşamalarında son kez kontrol edilerek adresinize kargolanır. Bu alanda sistem sürekli yenilenerek ürünlerdeki varsa hata ve eksiklikler sisteme eklenerek müşterilerimizin daha detaylı bir şekilde bilgilendirilmesi hedeflenmektedir.
  • imzakitap.com da satılan tüm ürünlerin stok durumu günceldir. Stoklarda görünen ve siparişe izin verilen tüm ürünler kendi stoklarımızda mevcuttur. imzakitap.com'da asla kendi stokları dışında başka firmaların stoklarındaki ürünler satılmamaktadır. Tüm ürünler kendi stoklarımızdan kendi kontrollerimizden geçirilerek gönderilmektedir. Gönül rahatlığı ile sipariş verebilirsiniz.
Açıklama

Ürün Açıklaması

Dersinizi, sınıfımızdaki cansız varlıklarla birlikte ve derin bir teslimiyetle dinlerdik. Masa, sandalye kıpırdamaz, kitap, defter hışırdamaz, yere kalem düşmez, kapı bin kez açılsa gıcırdamazdı. Anlama, yorumlama yeteneğimize sunduğunuz ışıklı, taze dünyanın dışında her şeyle ilgimiz kesilirdi. Zaman, bir pembe bulut sessizliğinde, fakac-,Adırım hızıyla akardı, Hep sizinle olalım isterdik, yine de göz açıp kapayıncaya kadar hep sizin dersleriniz biterdi. ..

Sözü ve zamanı israf etmekten ne kadar çekinirdiniz. Söz, mübarek dudaklarınızdan susuz gönlümüze sihirle yüklenmiş olarak dökülürdü. Büyülenirdik. Büyü, kapı aralığından içeri kayıveren, sonra size bir şeyler söyleyen karartıyla bozulurdu. Kapı tıklatılmış mıdır, nasıl aralanmıştır, aralanırken gıcırdamış mıdır, bilemezdik. Karartı çoğu zaman bir sonraki dersimizin hocası olurdu. Onu tanıdıktan sonra saatlerimize bakardik. Böylesine bizden habersiz geçen zamana içerlerdik. Mütevazı evimin sizinle şereflendiği ilk akşamı, o akşam bütünlük kazanan, ibret yüklü "EBTER” olayını da unutmadım. Gözlerinizde esrarlı parıltılar vardı. Gözleriniz büyümüştü. Yüzünüz renkten renge geçiyordu. Bir garip olmuştunuz. Sarsılmıştınız. Sonra şahâdet parmağınız ihtarla havaya kalkmıştı. Beni ihtar ediyordunuz. Kulaklardan çok, yüreklere hitap eden, yumuşak sesinizle "Oğul!...” demiştiniz. "Oğul bunu kim- seye anlatma... "

Uzun düşüncelerden sonra niçin bu olayı örtmek istediğinizi anladım. Felsefe öğretmeni Servet Bey emekliye ayrılmış bile olsa hayattaydı. Malı mülkü sayesinde, saf insanlar ve kendisi gibi düşünenler arasında az da olsa itibarı vardı. Ebter olayı duyulursa bu az itibarın bir kısmını daha kaybedebilir, ömrünün kocalık yılları büsbütün zillet içinde geçebilirdi. Böyle bir şeyi arzu edemezdiniz. Çünkü siz tüm yaratılmışları Yaratan'dan ötürü severdiniz. Elinizi ısıran bir sineğe dahi kıyamazdınız. Servet Bey insandı. Servet Beye nasıl kıyardınız? Bu sebeple beni uyardınız. "Oğul, bunu kimseye anlatma!...” dediniz.

Anlatmadım.

Dokuz yıl haramdan sakınıyormuş gibi sakındım, emrinizi çiğnemedim. Dokuz yıl bir ayıp gibi, sır gibi, yahut kutsal bir emanet gibi sakladım. Duydum ki, emekli felsefe öğretmeni Servet Bey ölmüş. Siz Hakk'ın rahmetine daha önce kavuştunuz. Umulur ki, adı sam meçhul o yırtık abalı, dünyayı karalanmış bir kağıt gibi buruşturup atıvermiş o pir-i fani, o gönül ehli âşık, ikinizden önce göçmüştür. Yani, ebter oyuncularından kimse kalmamıştır. Ebter, duyulunca itibar kaybedecek, huzursuz olacak kimse kalmamıştır.

Muhterem hocam, işte manevi huzurunuzdayım.

Ebter'i anlatmak istediğimi söylemeye geldim. Beni bağışlayınız. Bana yardımcı olunuz...

Devamını oku.Show less
Ürün Detayları
110-0016

Bilgi kartı

Durum
İkinci el Kitap
Dil
Türkçe
Boyutlar
13.5 cm / 21 cm
Sayfa Sayısı
110
Cilt Durumu
Karton Kapak
Baskı Sayısı
4. Baskı
Baskı Yılı
-
Baskı Yeri
-
Kondisyon
Çok iyi durumda
Resim Detay
Resimler Ürünün Kendi Resimleridir.
Taksit Tablosu
Son görüntülenen

Menü

Müşteri Hesabı

Özel Menü

Favori listesine kayıt yapmak için ücretsiz bir hesap oluşturun.

Oturum Aç