Alparslan ve Malazgirt Destanı - Mustafa AKGÜN

İnşam yaşat ki devlet yaşasın!... Selçuklu ve Osmanlı İmparatorlukları bu prensipten hareketle insan eksenli bir idare tarzı ortaya koymuşlardır.

İnsanlık onların devirlerinde mutlu ve refah içinde yaşamıştır. O devletlerin idarecileri kendi din ve ırklarından olmayan insanlara da insanca davranmıştır. Alp Arslan bu tarz uygulamada en yüksek seviyeye çıkabilenlerdendir. Tarih onların çağlarını hasretle yad etmektedir.

Alp Arslan 1071 yılında büyük Malazgirt Zaferini kazanmıştır. Bu savaşın sonunda Bizans İmparatoru Romenos Diojenes'i esir almıştır. Ancak onu serbest bırakmış ve misafir muamelesi yapmıştır. Bu hadise tarihin unutamadığı hadiselerdendir. Batı bu hadiseyi kendi mantığınca bir türlü kabullenememektedir. Çünkü batılı bir devlet adamı esir aldıklarını zulmederek öldürür.

Alp Arslan gibi büyük kahramanları anmaya, yüceltmeye kelimelerin gücü yetmemektedir.

Ömrü boşa geçenden geriye ne kalır ki?...

Erlerden, yiğitlerden nice bir nişan kalır

Güzel atalarımız sözü de güzle demiş

At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır